Hipertansiyon ve renal hastalık arasındaki ilişki iki yönlüdür. Hipertansiyon,
nefropatinin en önemli nedenleri arasında yer alırken, renal parankimal ve
vasküler sebepler de sekonder hipertansiyonun en sık rastlanan etiyolojisini oluşturur.
Diğer yandan, hangi düzeyde olursa olsun renal fonksiyon bozukluğu kardiyovasküler
hastalık prevalansını artırır ve prognozu kötüleştirir. Hipertansiyonlu
hastalardaki böbrek tutulumu, kardiyovasküler ve serebral nedenlerden sonra
üçüncü en sık ölüm nedenidir. Son dönem böbrek hastalığının diyabetten sonraki
en sık ikinci sebebi hipertansiyondur....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 3114
BÖBREK DİSFONKSİYONU OLAN HİPERTANSİYONLU HASTAYA YAKLAŞIM
KORONER KALP HASTALIĞI VE HİPERTANSİYON
Hipertansiyon bütün ateroklerotik kardiyovasküler olayların ~%35-40’ından sorumludur. Hipertansiyondan özetle şu mekanizmalar ateroskleroza yol açar;...
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2598
KALP YETERSİZLİĞİ VE HİPERTANSİYON
Sistolik işlev bozukluğu olan (Ejeksiyon Fraksiyonu <%40) kalp yetersizliği olan
hastalarda nadiren hipertansiyon olabilir. Bu durum, tabloyu daha da ağırlaştırır.
Yüksek kan basıncının azaltılmasında ACE inhibitörleri, eğer bunların kullanılmalarında
bir sakınca varsa ARB’ler denenebilir. Beta reseptör blokörleri ve diğer
vazodilatörler de verilebilir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2407
SEREBROVASKÜLER HASTALIK VE HİPERTANSİYON
İnme, beyin fonksiyonlarında ani başlayan ve 24 saatten uzun süren fokal veya genel bozukluktur. Serebral infarktüs, %80-85, serebral hemoraji %10, subaraknoid kanama %5-10 sıklığında inmeye neden olur. Yaşla birlikte, inme insidansı belirgin şekilde artar. İnmede en önemli risk faktörlerinden biri hipertansiyondur. Tedavisiz hipertansiyonlu hastaların yaklaşık 1/3’ü serebrovasküler hastalık nedeniyle kaybedilir. İskemik inmelerin %27’si ve hemorajik inmelerin %57’si kontrolsüz arter basıncına bağlıdır....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 3244
PERİFERİK ARTER HASTALIĞI VE HİPERTANSİYON
Hipertansif hastalarda periferik arter hastalığı çoğunlukla subklinik düzeyde
olduğundan, periferik arterlerin muayenesi genellikle yapılmamaktadır. Böbrek
yetersizliğinde periferik arter hastalığı sık görülür. Periferik arter hastalığı da
renal diskfonksiyon için önemli bir göstergedir. Periferik arter hastalığı tanısında
kesikli topallama (intermitan klodikasyon) ve periferik nabızların zayıf olması veya
alınamaması önemli göstergelerdir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2070
LOKOMOTOR SİSTEM HASTALIKLARI VE HİPERTANSİYON
Hipertansiyon, gerek enflamatuvar ve gerekse dejeneratif lokomotor sistem
hastalıklarında en sık rastlanan komorbidite ve antihipertansifler bu hastalarda
en sık kullanılan ilaçlar durumundadır. Bu nedenle, özellikle lokomotor sistem
hastalıkları ve hipertansiyon arasındaki ilişki son derece önemlidir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2406
DEMANS VE HİPERTANSİYON
Toplumun yaşam süresinin artması ile birlikte, demans giderek büyüyen ve tutulan
kişileri veya yakın çevresini ciddi ölçüde etkileyen bir sosyal ve ekonomik sorun durumuna
gelmektedir. Demansın pek çok tipi bulunmakla birlikte, en sık rastlananlar vasküler
demans ve Alzheimer hastalığıdır. Vasküler demans patogenezi ile hipertansiyon arasındaki
ilişkinin, ortaya çıkan derin beyaz cevher (korteks) lezyonlarının kortikal atrofiye de neden
olması olduğu düşünülmektedir. Alzheimer hastalığındaki ilişki ise daha muğlaktır....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2081
UYKU APNESİ VE HİPERTANSİYON
Uyku apnesi, hipertansiyon için bağımsız bir risk faktörüdür. Uyku apnesi olanların %40’nda hipertansiyon vardır. Öte yandan, hipertansif hastaların %30’unda belirgin uyku apnesi görülür. Obstrüktif uyku apnesi kalp yetmezliği riskini %140 , stroke riskini %60 , koroner arter hastalığı riskini %30 artırır. Uyku apnesi olanların %21.8’in de depresyon, %16.7’sinde anksiyete bulunur....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2246
KANSER VE HİPERTANSİYON
Sekonder hipertansiyon nedenleri arasında bazı kanser türlerinin de olabileceği
klasik bilgilerimiz arasındadır. Bazı böbrek karsinomları, daha çok endokrin orijinli
kanserlerde (tiroid, sürrenal), MEN (multipl endokrin neoplazmlar), hatta çok nadiren
hepatosellüler karsinomlarda, bir fizik bulgu olarak hipertansiyon da karşımıza
çıkabilir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2142
POLİFARMASİ VE HİPERTANSİYON
Polifarmasi için genellikle kabul edilen tanım, bir hastanın 6 veya daha fazla ilaç
alması ya da potansiyel olarak uygun olmayan/ zarar verebilecek ilaçları kullanmasıdır.
Bir başka tanısı ise, hastalık ile uyumlu olmayan gereksiz ilaçların kullanılmasıdır....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2575
SEKONDER HİPERTANSİYON
Sekonder hipertansiyonlar, tüm hipertansiyonlar arasında %10’dan az yer tutmakla birlikte ihmal edilmemesi gereken bir grubu oluşturur. Sekonder hipertansiyon normotansif bir hastada yeni ortaya çıkmış olabilir (örn. primer hiperaldosteronizm, feokromasitoma), baştan itibaren tanınmamış olabilir (örn. aort koarktasyonu) veya zaten hipertansiyonu bulunan bir hastada daha sonra da ortaya çıkabilir (örn. aterosklerotik renal arter darlığı veya hipertansif nefropati)....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2499
SEKONDER HİPERTANSİYON NEDENLERİ
Sekonder hipertansiyonun çeşitli nedenleri ve bu nedenlere özgü bulguları mevcuttur. Tüm hipertansiyonlar arasında sekonder hipertansiyonların oranı %10 olmasına rağmen, bu oranın 1/2-2/3’ü arasındaki kısmını kronik böbrek yetersizliği oluşturur. Kalanların yarısından fazlası ise renovasküler hipertansiyondur. Kronik böbrek yetersizliği ve renovasküler hipertansiyon dışında kalan nedenler, tüm hipertansiyonluların ancak %1-2’sini oluşturur....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 5306
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON
Koroner arter hastalarının %30’unda, yaşlıların %50’sinde, dirençli hipertansiflerin %39’unda aterosklerotik renal arter hastalığı vardır. Renovasküler hipertansiyonun daha az görülen (%10) nedeni ise renal arterin ostiumunda ve 1/3 proksimalinde oluşan fibromüsküler distrofidir. Aort ile renal afferent arterioller arasında, pik sistolik basınç gradienti > 20mmHg olduğunda, renovasküler hipertansiyon gelişir. Lüminal çapta >=%50 daralma varsa, renal arter revaskülarizasyonu gerekir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2886
ENDOKRİN HİPERTANSİYONLAR
Pek çok endokrin hastalıkta hipertansiyon görülür. Fakat sekonder hipertansiyonların tüm hipertansiyonlular arasında %5-10 oranında olmasına karşın ve endokrin nedenlerin bu grupta nadir olmasına karşın, etiyolojiye dönük yapılacak tedavilerle hipertansiyonlarının antihipertansiflere gereksinim görmeden büyük ölçüde düzeltilebilmesi hekimin başarısı yönünden önem taşır....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2118
İLACA BAĞLI HİPERTANSİYON
Hipertansif hastalar şu ilaçları kullanırsa, kan basıncı artabilir ya da kontrolsüz hale gelebilir.
• Oral kontraseptifler
• Non-steroid anti-enflamatuvar ilaçlar, COX-2 inhibitörleri
• Glukokortikoidler, mineralokortikoidler...
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 1880
YAŞLILARDA HİPERTANSİYON
Yaş ilerledikçe kan basıncının da arttığı bilinmektedir. Diyastolik kan basıncı
altmışlı yaşlara kadar artar, sonra azalır. Sistolik kan basıncı ise sürekli bir artış
gösterir. Bu artış, erkeklere göre kadınlarda daha belirgindir. 40 yaşlarındaki popülasyonun
üçte biri, 60’lı yaşlarda üçte ikisi, 80’li yaşlarda ise dörtte üçü yüksek
kan basıncı gösterir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2421
GEBELİK VE HİPERTANSİYON
Gebeliğin seyrinde %6-12 oranında hipertansiyona rastlanır. Bu duruma, ilk doğumda %14-20 oranında rastlanırken, multiparlarda %5-%8 oranında görülür. Gebelik hipertansiyonlarının %25’i kronik esansiyel hipertansiyondur ve gebelik sırasında hipertansiyon anne ve çocuk ölimlerinin %15’inin nedenidir. Hangi nedene bağlı olursa olsun, hipertansiyon annede “ablatio placenta”, dissemine intravasküler koagülasyon (DIC), serebral kanama, karaciğer ve böbrek yetersizliği ve karaciğer hematomuna yol açabilirken, fetusta da intrauterin gelişme geriliği, intrauterin fetus ölümü, prematürite ve yenidoğanda morbidite ve mortalitenin artışına neden olabilmektedir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2404
MENOPOZ VE HİPERTANSİYON
Menopozun kan basıncı üzerine etkisi tartışmalıdır. Kan basıncının menopoz ile
artmadığını söyleyen çalışmalar da olmakla birlikte, çoğu çalışmada premenopoz
dönemle kıyaslandığında, postmenopozda sistolik ve diyastolik kan basınçlarında
anlamlı yükseklik bulunmuştur. Bu durum genellikle 6. dekadda daha belirginleşmektedir.
Bu grupta, ofis ve ambulatuvar kan basıncı ölçümlerinde sistolik kan basıncı 4-5
mmHg daha yüksektir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2642
SİYAH IRKTA HİPERTANSİYON
Siyah ırkta hipertansiyonun sıklığı ve mortalitesi beyazların iki katıdır. Ölümlerin
büyük kısmı kalp veya böbrek yetersizliği sonucunda ortaya çıkar. Siyah ırkta
hipertansiyonun gelişme yaşı da daha erkendir. Hipertansiyonlu siyahlarda renin
seviyeleri daha düşüktür, hipertansiyon tuza daha hassastır ve hipertansiyon da
tedaviye daha dirençlidir....
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 2232
POSTOPERATİF HİPERTANSİYON
Postoperatif ilk saatlerde, genel anestezinin sonlandırıldığı dönemlerde hipertansiyon ve taşikardi görülebilir. Postoperatif hipertansiyon insidansı boyun operasyonları sonrası %3-20, koroner by-pass sonrası %34 dür. Başlıca nedenleri, aşağıda sayılmıştır:...
Yazar:
Ziyaret Sayısı: 4243