“Gözler kalbin aynasıdır. Yalan nedir bilmez onlar..” yıllar öncesinden güzel bir şarkıya ait olsa da bu sözler aslında gerçeği yansıtıyor. Kalbimizdeki sorunları doğrudan öğrenebileceğimiz, hiçbir radyolojik yöntem ve ilaç kullanılmadan doğrudan kalp damarlarının durumunu tek değerlendirebileceğimiz yer gözlerimiz. Göz doktorlarının çok basitçe gerçekleştirebileceği bu muayenede retina dediğimiz gözün ışığa duyarlı hücreleri ile sinir liflerini içeren ağ tabakasındaki damarların durumu değerlendiriliyor. Eğer retina damarlarında hipertansiyon, diyabet veya damar sertliğine bağlı bozulmalar varsa, bu bize kalp damarlarında da benzer değişikliklerin olmuş olacağını gösteriyor. Göz doktorları retina muayenesinde (göz dibi muayenesi de deniyor) 4 üzerinden bir derece vererek damarlardaki bozulmanın düzeyini bildiriyor. Buna göre dördüncü derece etkilenme varsa durum kötü, acilen tedavi gerekiyor demek, birinci derece dendiğinde ise hafif bir etkilenme var anlamına geliyor. Peki kimler göz dibi muayenesi yaptırmalı? Hipertansiyon hastaları ve şeker hastaları, mutlaka göz damarlarına baktırarak hastalıklarının kalplerini ne derece etkilediğini kontrol ettirmeliler, durumun ciddiyetine göre önlem almamalılar. Ayrıca, kolesterolü yüksek olanlar ve ailesinde kalp hastalığı öyküsü olanlar da kalp damarlarını durumunu öğrenmek için göz dibi muayenesi yaptırmalılar. Gözün kalbi yansıtan yeri sadece retinası da değil, göz bebeğinde halka şeklinde beyaz çizgi-hare görülmesi (korneal ark) hele ki genç yaşta ise kan kolesterolünün yüksek olduğunu gösteriyor. Yine göz kapaklarındaki sarımtırak, turuncu yumuşak birikintiler de kanda kolesterol yüksekliğine işaret ediyor. Üstelik çocuklarda da bunların varlığı bize ilerde kalp damar hastası risklerinin olduğunu gösteriyor. Özetle kalp sağlığınızı gözlerinizden öğrenebilirsiniz.