İzole sistolik hipertansiyon, sistolik kan basıncının . 140 mmHg, diyastolik kan basıncının ise < 90 mmHg olmasıdır. Yaşlılarda daha sık görülmektedir. İzole sistolik hipertansiyonda kardiyovasküler risk yüksektir ve mutlaka tedavi gereklidir.
Yaşlıda aorta ve büyük elastik arterlerde “stiffness”in artması, fakat arterioler direncin artmayışı izole sistolik hipertansiyon oluşturur. İzole sistolik hipertansiyon, aterosklerotik kalp hastalığı dışında aort yetersizliği ve hipertiroidide de görülür. Çocuklarda/gençlerde, (çoğunlukla erkekler), elastik arterlerin yoğunluğu ve hiperaktivitesi aorta ve brakiyal arter arasındaki nabız dalgasının amplitüdünü artırır ve brakial arterde KB yükselir. Fakat aortik SKB normaldir. Gençlerdeki izole sistolik hipertansiyonda bu mekanizma hatırlanmalıdır.
İzole diyastolik hipertansiyonda sistolik kan basıncı
İleri derecede kalsifik, aterosklerotik arterler nedeniyle manşon ancak çok yüksek basınçlarda bu arterleri komprese eder ve kan basıncı yüksek çıkar. Bu hastalara antihipertansif verilir ve kontrollerde kan basıncının düşmediği saptanarak ilaç dozu artırılır. Hastalar bir süre sonra ortostatik hipotansiyon ve diğer hipotansif yan etki belirtileri ile gelir. Çünkü ölçülen kan basıncı hatalı olarak yüksektir, gerçek kan basıncı ise çok düşüktür. Bu duruma psödohipertansiyon adı verilir. Kesin tanı, intra-arteriel (radial arterden) kan basıncı ölçümüyle yapılır. Bu hastalarda radial ve brakial arter, manşon oskültatuar KB değerlerinin üstünde şişirilmeye devam edildiği halde halen palpe edilirler (Osler belirtisi). Ancak, Osler belirtisi psödohipertansiyon olmadan da yaşlı hastaların ¼’ünde saptanabilir.
İZOLE SİSTOLİK HİPERTANSİYON VE PSÖDOHİPERTANSİYON
Yorum