ÇEŞİTLİ DURUMLARDA KAN BASINCININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇEŞİTLİ DURUMLARDA KAN BASINCININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Kategori:  HİPERTANSİYON TANISI

Periferik arterlerde bir patoloji olması durumunda, ölçülen indirekt kan basınçları etkilenecektir. Özellikle üst ekstremite arterlerinin patolojileri bu konuda çok önemlidir. Radial, ulnar ve digital arterlerin açıklığı ile ilgili olarak Ailen testi yapılabilir. Bu test radial, ulnar ve palmar arkus arterlerinin bütünlüğüne dayanır. Radial veya ulnar arter parmakla sıkıca bastırılarak tıkanır, hasta elini yumruk yaparak kanını boşaltır ve sonra el ve bilek gevşek hale getirilir. Bastırılmayan arter açıksa 3 saniyede flushing görülecektir. Gecikmiş yeniden doluş, bastırılamamış arterdeki tıkayıcı hastalık için diyagnostiktir. Parmaklarda lokal yeniden doluş yavaş ise, digital arterlerdeki veya mikrosirkülasyondaki bozukluğa işaret edebilir. Ligament kompresyonuna bağlı yalancı pozitif sonuçtan sakınmak için bileğin gevşek durumda olması önemlidir.

Ayak perfüzyonunu kontrol etmek için ise hasta düz, sırtüstü yatarken her iki ayak 1 dakika süre ile 60° yukarı kaldırılır. Solukluk görülmezse perfüzyon normaldir. 15 saniyeden önce solukluk gelişmesi zayıf dolaşımı, elevasyon yapmadan solukluk olması ciddi iskemiyi belirler. 1-2 dakika yukarda tutulan ayak düz duruma getirilince, rengin geri dönme zamanı (pedal venlerin yeniden doluş zamanı) normalde 15 saniyeden azdır. 15-30 saniyelik orta gecikmeyi, 30-60 saniye önemli gecikmeyi işaret eder. 60 sn. nin üzeri ciddi iskemiyi gösterir. Yukarıya kaldırılan ayak aşağıya sarkıtılırsa, yavaş venöz dönüş ve cilt hiperemisi ile ayak rengi daha koyu olarak yavaş yavaş geri gelir. Venöz yetersizliği bulunanlarda, ödemi ve obezitesi olanlarda bu test uygulanamaz.

Özellikle yaşlı kişilerde arterlerin sertleşmesi nedeniyle kan basıncı ölçümü sırasında manşon arter üzerine yeterli basınç uygulayamaz ve kan basıncı yanlış yüksek olarak değerlendirilir. Psödohipertansiyon olarak bilinen ve sıklıkla brakial arterin medial kalsifik skleroz nedeniyle rjiditesinin artmasına bağlı olan bu durumda, hastalara antihipertansif tedavi verildiğinde önemli derecede hipotansiyon bulguları gelişmektedir. Kan basıncı yüksekliğine karşı hedef organ hasarı saptanmayan bu hastalarda, “Osler Manevrası” (manşonun brakial arterin sesinin duyulmasını engelleyecek kadar şişirildiğinde radyal arterin palpable olması) psödohipertansiyon tanısına yardımcı olmaktadır. Ancak bu manevranın gerçek hipertansiyonu olan damarları ileri derecede kalsifiye olmuş kişilerde de pozitif olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu nedenle gerçek psödohipertansiyon tanısı intra- arteryel veya parmaktan ölçüm yapabilen aletler yardımı ile konulmaktadır.

Diyastolik kan basıncının belirlenmesinde Faz V esas alınmakla birlikte, 12 yaşına kadar olan çocuklarda ve dolaşım hızının arttığı klinik durumlarda (aort yetersizliği, beriberi, ağır anemi, hipertiroidi vb.) Faz IV’ün esas alınmasında yarar vardır. Faz IV ile V arasında 10 mmHg’dan fazla fark varsa, gerçek diyastolik kan basıncı değeri olarak Faz IV kabul edilmelidir. Böyle bir durumda en doğrusu, kan basıncı ölçümü sonucunu Faz I/FazIV/Faz V olarak kaydetmektir.

0
Yorum
Yorum Ekleyebilmek için Üye Girişi yapmanız veya Üye Olmanız Gerekmektedir