Sigara, kan basıncında ve kalp hızında 15 dakikadan daha uzun süren akut artışlara
neden olur. Bu mekanizma, merkezi sinir sisteminde ve sinir uçlarında
sempatik sinir sisteminin uyarılması ve artan katekolaminlerin kan basıncını yükseltmesi
şeklinde işler. Sigara içenler, hipertansiyonlu olsalar da olmasalar da sigara
içmeyenlere oranla daha yüksek kan basınçlarına sahiptir.
Her ne kadar sigarayı bırakmanın kan basıcını düşürücü bir etkisi yoksa da, sigara
güçlü bir bağımsız kardiyovasküler risk faktörüdür ve sigarayı bırakmak, inme
ve miyokard enfarktüsü gibi kardiyovasküler olayları engellemek açısından en etkili
yaşam tarzı değişikliğidir. Bu nedenle hipertansiyonluların sigarayı bırakması önerilmelidir.
Bu konuda, nikotin replasmanı, bupropion ve vareniklin gibi ilaçlar da
yardımcı olabilir. Pasif sigara içiminin engellenmesi ve bu konudaki yasal düzenlemelerin
hayata geçirilmesi de riski azaltıcı bir başka etmendir.
Alkol tüketimi ile mortalite arasında U veya J şeklinde bir ilişki vardır. Ilımlı alkol
tüketimi mortaliteyi azaltırken, fazla alkol tüketimi mortaliteyi artırır. Buna karşılık
alkol tüketimi, kan basıncı ve hipertansiyon arasında lineer bir ilişki gösterilmiştir.
Ayrıca, yüksek doz alkol tüketimi ile inme arasında da lineer bir ilişki mevcuttur.
Alkol, antihipertansif tedavinin etkilerini azaltır, ancak bu etki alkolün azaltılmasıyla
1-2 haftada %80 oranında düzelir. Fazla alkol alanlarda alkolün ani kesilmesiyle
kan basıncında yükselmeler gözlenebilir. Bu durum, özellikle fazla alkol alınan hafta
sonlarından sonraki ilk iş günlerinde kendisini gösterir. Alkolün bırakılmasıyla
kan basınçları düşme eğilimine girer. Alkol alan hipertansiyonlularda tüketimin bir
günde erkeklerde 20-30 gr, kadınlarda 10-20 gr etanol düzeyi ile sınırlandırılması
ve kişilerin inme riski konusunda uyarılması önerilmelidir.
ALKOL VE SİGARA
Yorum